TBMM Saadet ve Gelecek Partisi Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, Yenidoğan Çetesi ile ilgili Meclis’te konuşma yaptı. Özdağ yaptığı konuşmada, “Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bu bir çöküntü dönemidir. Kemal Tahir’in tabiriyle; At izi it izine karışmış ve maalesef ülkemiz devletsiz, devletimiz de sahipsiz kalmıştır” dedi.
Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, ülkenin bilinçli ve planlı bir şekilde kötülüğe teslim edildiğini söyleyerek, “Ülke insanı kime sığınacağını, kime güveneceğini bilemez halde. İnsanlar, mafyadan mı, çetelerden mi, maliyeciden (Mehmet Şimşek absürt vergileri) mi, sağlık çalışanından mı, (Bebek cinayetleri vs ) zabıtadan mı, özel güvenlikten mi, polisten mi korunacağını şaşırdı kaldı. Bu ülke kötülüğe teslim edilmiş bir ülkedir. Tekrar ediyorum bu ülke bilinçli ve planlı bir şekilde kötülüğe teslim edilmiş bir ülkedir. İnsanlar sokak ortasında öldürülüyor, kadınların başları kesiliyor, uyuşturucu kullanımı 9 yaşına kadar inmiş, bebekler tecavüz edilip öldürülüyor, ama tek bir yetkili bile ar niyetine haysiyet gösterip istifa etmiyor yahu. Gerçi onlar kim ki? Verilen görevleri yapan sorumsuz yetkililer. İnsanlar, ‘vicdansızlar 8 bin lira için bebeklere kıydı’ diye konuşuyor. Hayır efendim, birileri 8 bin lira için bebeklere falan kıymadı, birileri bu iktidarın yol verip göz yumduğu talan, yalan, yolsuzluk ve cezasızlık düzeninden payını almak için organizasyona dahil oldu” diye konuştu.
“Bu olay buz dağının görünen küçük bir ucudur”
Yeni doğan bebeklerin ölümlerinin buz dağının küçük bir bölümü olduğunu belirten Özdağ, “Bu yanaşma düzeninde, suç ve ceza gibi kavramların kendilerinden azade olduğunu gördükleri için de, yolsuzluklarına insan ve bebek katletmeyi de ilave ettiler o kadar. Yani balık baştan kokmuş, ortalık bataklık olmuş lakin olan bitenden kendileri sorumlu değilmiş gibi timsah gözyaşları döküp birkaç piyonu aslanların önüne atıyorlar. Kaldı ki bu olay buzdağının görünen küçük bir ucudur. Bu olayda ve diğer tüm olaylar gibi kazara ortaya çıkan bir sızıntıdan ibarettir. Devasa bir kanalizasyon şebekesinden sızan küçük bir sızıntıdır. Peki sağlık konusunda sadece Yenidoğan şebekesi mi var? Ben söyleyeyim; Mesela kanser şebekesinden haberiniz var mı? Tıbbi cihaz/malzeme çetesini duydunuz mu? Kalp krizi şebekesi diye bir şey kulağınıza çalındı mı? Laboratuvar şebekesi var bu ülkede. Sadece yenidoğan değil yetişkin yoğun bakım şebekesi var yahu Diyaliz şebekesi uzun yıllardır böbrek hastalarının kanını emiyor ve elbette kamunun da. Siz son yıllarda organ nakli şebekesinin haberlere niye konu olmadığını biliyor musunuz? Eskiden sık sık gündeme gelen bu konu artık yerelden yurt dışına taşmış ve büyük bir organizasyonun güdümüne girmiştir. Bunlar dev şirketler gibi çalışmakta ve gündeme gelmemek için çok yönlü faaliyetler yürütmektedir. Rüşvetle, zaaflarla devşirdiği yetkililer ve maalesef bazı medya mensupları ile gemilerini yürütmektedir. İlaç şebekesi var bu ülkede Değerli Milletvekilleri doktor pazarlama şebekesi var yahu. Bu çeteler bildiğiniz doktor pazarlıyorlar. Yetkisi ve uzmanlığı olmayan hatta doktor bile olmayan insanlara başka doktorların kaşesini ve imzasını kullandırıp hasta bakan, ameliyatlara giren doktorlar var bu ülkede. Burası bir bataklıktır maalesef. Oltaya takılıp kazara yakalanan bu figürler tıpkı uyuşturucu çetelerinin sokaklarda dağıtıcılığını yapan "torbacılar"gibidir. Bunların bir hükmü yoktur. Gerçek patronlar başka kişilerle ve organizasyonla işlerine devam etmektedir. Bunlara dokunabiliyor musunuz? Mevzuyu hamaset ve öfke dindiren ayrıntılara boğmanızdaki amacın ne olduğunu bilmiyor muyuz sanılıyor. Büyük resmi görmeyin deniliyor. O büyük resmin sahibi de herkesin malumu olanlar” dedi.
“Bu bebekler soruşturma devam ederken ölmüşler”
Konuşmasında bebeklerin ölüm tarihlerine bakıldığında soruşturmanın devam ettiğini söyleyen Selçuk Özdağ, “Şimdi mevcut Sağlık bakanı bu olayın üstüne kararlılıkla gittiğini ve bu vicdansızlara göz açtırmayacaklarını söyleyip hikaye anlatıyor. Bu kişi de Sağlık bakanı gibi Andersenden masallar anlatmaya pek bir hevesli. Fahrettin Koca’ya sayısız soru önergesi vermiştim. Kendisi bizi kaale alıp cevap vermiyordu. Layüsel olduğunu düşünüyordu. Peki buradan her iki bakana da soruyorum, Vicdansız diyerek sulandırmaya çalıştığınız bu skandal ve benzeri olaylar yaşanırken uzaylılar mı görevdeydi? Biriniz sağlık bakanı diğeriniz olayın yaşandığı İstanbul’un sağlık müdürü değil miydi. Şimdi şöyle yaptım, olayın böyle üstüne gittim, savcılığa suç duyurusunda bulundum falan diyorsunuz da mesela, Ölen bebeklerin doğum tarihleri; 15 Ağustos 2023, 8 Mart 2023, 26 Kasım 2023, 26 Kasım 2023, 13 Kasım 2023, 30 Ağustos 2023, 21 Haziran 2023, 14 Ağustos 2023. Peki bu bebekler ne zaman ölmüşler ya da öldürülmüşler? Değerli milletvekilleri bu bebekler soruşturma devam ederken ölmüşler farkında mısınız? Yani bu şebeke bu melanetleri işlerken takibe alınmış, izlenmiş, konuşmaları kaydedilmiş ama bu bebekler ölürken yetkililer sadece izlemişler. Öldürenler vicdansız birer katil de bunlara müdahale etmeyenler vicdanlı mı? Peki olayların yaşandığı bu hastanelerde bu melanetler işlenirken faaliyetlerine devam etmiş mi? Evet etmişler. Ve üstelik SGK’dan ödemeleri de yapılmış mı? Evet yapılmış. Bu mu üstüne kararlılıkla gitmek, bu mu vicdansızlara göz açtırmamak. Bir yavrumuzun bile canı o kadar kıymetli ki bunu annelere babalara sorun, siz o zaman müdahale etseydiniz bu bebekler yaşayacaktı. Yenidoğan çocukları öldüren çete üyelerinin, işbirliği yaptığı siyasilerin, bürokratların uluslararası kriminal örgütlerle mesela ABD’deki Epstein gibi çocuk ticareti, organ kaçakçılığı yapan bu büyük organizasyonlarla iş tutmuş olabileceğini de unutmayalım. Türkiye’den ABD’ye Kaçırılan Çocuklar konusu yakın zamanda gündem olmuştu ama bu ciddi mevzu komplo teorileriyle gargaraya getirildi. 6 Şubat 2023 deki deprem sonrasında gündeme gelen bu olay yetkliler tarafından yalanlanmıştı. Ancak depremde kaybolan ve halen ailelerinin ulaşamadığı yüzlerce çocuğumuzun akibeti hakkında tek bir makul açıklama yapıldı mı, hayır tabiki” diye konuştu.
“Tarih bunları affetmeyecek”
Muğla Milletvekili Özdağ, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bu bir çöküntü dönemidir. Kemal Tahir’in tabiriyle; At izi it izine karışmış ve maalesef ülkemiz devletsiz, devletimiz de sahipsiz kalmıştır. Artık bu iktidar ve hempalarından tek bir şey söylemelerini bekliyoruz; ‘Biz tüm bu olan bitenden sorumluyuz, bu ülkenin hayrına yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Milletimizden özür diliyor ve istifa ediyoruz. Yaptıklarımız için de kendi isteğimizle yargılanmak istiyoruz.’ Bunun dışında ne yaparlarsa yapsınlar tarih bunları affetmeyecek. Bu ülkede ne haysiyetli bir aydın, ne vicdanlı, samimi/dürüst bir siyasetçi, ne ülkesini önceleyen onurlu bir bürokrat kaldı. Bu özelliklere sahip olan iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler.”