“Sosyal medyada ve özellikle flört sayfalarında bir ilişki arayışıyla erkeklerle diyalog kuran kadınların sıklıkla yaşadığı ve gittikçe yükselen bir sesle dile getirdikleri bir rahatsızlık var” diyen Klinik Psikolog Dr. Mehmet Başkak “Romantizm zaten yok; bir tanıma, flört sürecinden yana değiller; tanıştıktan hemen sonra doğrudan fotoğraf talebi standartlaştı; sanki ikinci, üçüncü cümlede cinsellik talebi ve giderek artan bir tuhaflıkla ilginç sorular, talepler… İçerisinde bulunduğumuz dijital çağ, sığ bir müstehcen algının içine sıkışmış durumda… Göstermek ve seyretmek arasındaki kısır döngü insana dair değerli olan her şeyi ucuz bir tüketim nesnesine dönüştürdü. Şahsiyet, bireyin bütünlüğü, empati, saygı gibi evrensel değer yargıları paramparça. Hayatın her anı; sokaktan yatak odasına geniş bir yelpazede şov nesnesine dönüşürken aşk, sevgi, romantizm gibi kavramlar bu dijital insan pazarında çöp muamelesi görüyor. Ruha, kalbe dair tüm insani değerlerle birlikte kadının birey olma yolculuğu da ekrana bağımlı zihinlerde kendine yer bulamıyor. İnsanın, kalbiyle bağlantısının kopuk olduğu zamanlardayız. İnsanlar gözlerine hapsolmuş durumda. Gözler kalbin aynasıyken, şimdilerde gözle kalp arasında ekranlardan dev bir duvar var.” dedi.
Narsistik, anti sosyal özellikler taşıyan bir kişilik yapısı olduğuna da vurgu yapan Klinik Psikolog Dr. Mehmet Başkak “Pornografik kişilik. Böylesine bir dejenere zihin, ekran karşısında tatminsiz bir şekilde sadece kendi hazzının peşinden koşuyor, tüm diğer her şey zaman içerisinde haz arayışının tüketim nesnesi oluyor. Ötekini narsistik arzularının objesine dönüştüren zihinler, kadın ile erkek ilişkileri söz konusu olduğunda bu ekran bağımlılığının tüm yıkıcı etkileriyle karşı cinse yaklaşıyor. Sadece kendi arzularını tatmin etmeye odaklı, gösterme, seyretme ve değiştirme bağımlısı, empatiden yoksun, müstehcen içerik bağımlılığıyla kalbi kurumuş, narsistik bir dejenere kişilik… Son yıllarda ilişkilerdeki tüm tuhaf, partnerini değersizleştiren, sapkın durumların öznesi bu dejenere kişilik yapısı denebilir ve nesnesi de maalesef çoğunlukla kadınlar… Kalplerde çığ gibi büyüyen bir yıkım var.” açıklamasında bulundu.